30 Ekim 2013 Çarşamba


BRONTE KARDEŞLER

UĞULTULU TEPELER VE JANE EYRE

İki kardeşin dramatik hayat hikâyeleri, kitaplarına birer yansıma olmuş nitelikte. Klasiklerde, yazarın hayatına göz atınca, çoğu kitaplarında yazarın hayatından kesitler bulmak mümkün. Kitaplarını kendi ruhlarıyla besliyorlar, sonunu da olmasını istedikleri ya da olmadıkları gibi bitiriyorlar..

Kitaplar hakkında uzun uzun yorum yapma isteği yok içimde. İşleyiş bakımından toplumsal sorunlar ya da o dönemin çağı hakkında bilgi verici nitelikte değil. Buram buram  aşk kokan bir kitap. Şimdiye kadar okuduğum klasikler içinde Romantizm akımının en güzel örneklerinden. 

Jane Eyre kitabı Uğultulu Tepelerden daha popüler ama bence kesinlikle Uğultulu Tepeler çok daha güzel. Bronte kardeşler erken ölmüşler. Şaşırdığım bir nokta da o yaştaki birinin nasıl böyle bir roman yazabildiği… Jane Eyre gayet klasik bir aşk hikâyesiydi, mürebbiyenin patronuna olan umutsuz aşkı ardından gurur, kaçma, tekrar birleşme… Fakat Uğultulu Tepeler’i yazan kardeş daha küçük olmasına rağmen vahşet, öfke, acımasızlığı da aşk, sevgi kadar kusursuz işleyebilmiş. Ayrıca, bir kadın yazarın erkeğin gözünden de kin, öfke, vahşeti anlatabilmesi çok çok başarılı buldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder